İnceleme: Erman Ata Uncu – Yeşil Alanın Gösterdikleri

Elif Çelebi ve Çağrı Saray’ın üretimleri çerçevesinde İstanbul Anadolu yakasının ikinci en büyük yeşil alanı ve birinci derece doğal sit alanı olan Validebağ Korusu’nu tarihsel, kentsel ve ekolojik bir akıbet deneyimi olarak merkezine alan Prevantoryum, Kasa Galeri’de 21 Mart - 2 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşti. Erman Ata Uncu, Çelebi ve Saray’ın kolektif üretimini değerlendirdi. En büyük korkularımızdan birini temel alan sinema fenomeni Maymunlar Cehennemi’nin (Franklin J. Schaffner, 1968) meşhur son sahnesi, böyle giderse insanlığın sonunun nasıl olacağına dair melodramatik bir uyarı niteliği taşır. Evrim şemasında beklenmedik bir çatallanma sonucu şempanzelerin ele geçirdiği bir dünyaya düşen…continue reading →

Röportaj: Derya Yücel

Kişisel’den Toplumsal’a Bir Günlükten Sayfalar: ÇAĞRI SARAY Çağrı Saray, “Eksilen Zaman” başlığındaki kişisel sergisiyle, 3-30 Nisan tarihleri arasında Galata Rum İlkokulu’nda izlendi. Galeri temsiliyeti ya da küratöryal bir sunumun olmadığı, son yıllarda alternatifi pek de görülmeyen, steril sergilerin dışında bir yöntemde ve mekanda gerçekleşen bu sergi, sanatçının yoğun ve derin pratiği hakkında aydınlatıcı bir izlek sunmasıyla dikkat çekti. AICA-TR üyesi, eleştirmen ve küratör Derya Yücel, Çağrı Saray’la pratiğinin neredeyse son 15 yılını kapsayan bu sergi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Derya Yücel: Çalışmalarını hafıza, tarih, mekan kavramları üzerine inşa eden bir sanatçısın. Neredeyse 15…continue reading →

Röportaj: Işıl Aydemir

Işıl Aydemir: Bir sanatçı ve akademisyen olarak içinde bulunduğunuz eğitim sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Akademisyen olmak üretiminizi nasıl etkiliyor? Çağrı Saray: Eğitim konusu başlı başına kapsamlı ve sorunlu bir konu. Türkiye’de sanat eğitimi veren güzel sanatlar fakülteleri ve özel okullardaki ilgili bölümlerin ciddi sorunları olduğunu düşünüyorum. Bu sorun öncelikle eğitim kadrolarının yetersizliğinden ve uygulanan eğitim modellerinin sanat eğitimi için uygun olmamasından kaynaklanıyor. Diğer sorunlar ise tamamen Türkiye’ye özgü sorunlar; bizde okuma ve araştırma yapma alışkanlığı yerleşmemiş, tabii ki bunun da üniversiteden önceki eğitim süreciyle ilişkisi var. Akademisyenlik part-time yapılacak bir meslek değil, başlı başına…continue reading →

Röportaj: Esra Aliçavuşoğlu – Eksilen Zaman’dan Arta Kalanlar

Karaköy’deki Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, İstanbul’da her gün azalan hafıza mekânlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. İçi her ne kadar çocuksuz olsa da döşemeleri, sıraları, kapıları ile bir zamanlar burada çocukların çığlıklar atarak koşturduğunu hayal edebiliyorsunuz. Çağrı Saray 1999-2015 tarihleri arasında ürettiği çalışmaları bu olağanüstü mekânda biraraya getirerek okulun ve kendi hafızasının çok katmanlı bir okumasının yapılmasına fırsat sunuyor. Sanatçı, 15 yılı aşkın bir sürenin pratiğini sergilediği bu mekânın kendine has dokusundan faydalanıp, bunları kimi zaman yan yana kimi zaman ise karşı karşıya getirerek bütün içinde tekliklerini koruyan bir bağlam oluşmasını sağlıyor. Dolayısıyla…continue reading →

Röportaj: Saliha Yavuz – Çağrı Saray’dan Eksilen Zaman

Galata Rum İlkokulu’nun muhteşemliğinde, bir sanatçının kendi elleri ile yıllarını, yıllardır yaptığı üretimi özetlediği sergisinden bahsedeceğiz. Çağrı Saray, yaklaşık 15 yıllık sanat üretiminin özeti niteliğinde toparladığı işlerini, çok başarılı bir küratöryel göz ile Galata Rum İlkokulu’nda izleyiciye sunuyor. Mutlaka görmenizi dilediğimiz ‘Eksilen Zaman’ sergisi 30 Nisan’a kadar devam edecek. Gezdiğimde çok heyecanlanıp, etrafımdakilerle ‘ne şahane olmuş değil mi?!’ diye konuştuğum, telefonlar açıp bu sergiyi görmeniz lazım diye birilerini davet ettiğim, uzun süredir ilk defa bu kadar heyecanlandıran bir sergi olarak Eksilen Zaman üzerine Çağrı Saray ile iki kelam ettik. Buyrun okuyun. Sonra da sergiyi mutlaka görün! İşlerin mekanla…continue reading →

Necmi Sönmez: Sanatın, Sanatçının, Sanatla İlgilenenlerin Sorumlulukları Üzerine

Sanatın, Sanatçının, Sanatla İlgilenenlerin Sorumlulukları Üzerine Çağdaş Sanat ortamımızda gözlemlenen durgunluk, hem açılan sergilerin düzeysizliğinde, hem de gündem yaratmak adına girişilen etkinliklerin samimiyetsizliğinde kendisini belirgin kılıyor. Sanatsal üretimin düzeyinin düştüğü, sanat üzerine düşünce üretilmeyen, sadece son derece hızlı bir sanat tüketiminin yaşandığı bir döneme tanıklık ediyoruz. Bu enerji düşüklüğü, sadece bahar yorgunluğuyla tanımlanabilir mi ? Sanat piyasasının diktası altında geçen son onbeş yıllık süreç (2000-2015) tamamlandı. Çağdaş sanat etrafında döndürülen sahte fırtına artık esmediği gibi, yaprak dökümü olarak nitelendirilebilecek olan galeri kapanmalarına, büyük umutlarla başlanılan koleksiyonların “toplu” satışları ekleniyor. Halen çalışır gibi görünse…continue reading →

Rahmi Öğdül: Rum İlkokulu’nda Bellek Akıntıları

Rum İlkokulu’nda bellek akıntıları Çağrı Saray, ‘Eksilen Zamanlar’ sergisinde “Bellek Kutuları”nda geçmişinin nesnelerini sergilese de, bellek geçmişin tıkıldığı bir kutu değildir; dokunulduğunda dalgalanan ve dalgalandıkça başka bellekleri de dalgalandıran bir yüzey akıntısıdır. RAHMİ ÖĞDÜL Durgun bir su birikintisine atılan bir taşın yüzeyde yarattığı ve giderek büyüyen dalgalar. İnsan da hayata atılmış bir taştır, bir yıldızdır ya da bir oktur. Yüzeyde dalgalar yaratarak kendisini çoğaltır. “Ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın” sözü yanıltıcıdır ve tamamen ateşin niteliğine bağlıdır: İçin için yanan, kendi üzerine kapanmış odun ateşi de vardır; kudreti elverdiğince uzamda yayılan yıldızın ateşi…continue reading →