Enstalasyon (pleksiglas üzerine çizim/3 plaka) | 3x5x2 m | 2015

Benjamin’in Tarih Kavramı üzerine yazmış olduğu metnin aslında kültürler arası çok-geçişli bir okumayı zorunlu kıldığını düşünüyorum. Benim özel olarak ilişki kurduğum 5.bölümde, Tarihsel Mayeryalist’in işlevine ilişkin yaklaşımım; benim kimliğimi oluşturan tüm unsurlarla biçimleniyor. Bu unsurlar benim kimliğimi oluşturan tüm verileri kapsıyor; bir birey olmam, sanatçı olmam ve en önemlisi de Türk bir sanatçı olmam. Bu bölümdeki Tarihsel Materyalist’in işlevini aslında yaşadığım coğrafyayla ve genel olarak tüm dünya tarihiyle ilgili olarak ‘resmi tarih ve sözlü tarih kavramları’yla ilişkilendirmemin temelinde bu yatıyor.

“Geçmişi tarihsel olarak dile getirmek, o geçmişi “gerçekte nasıl olduysa, öyle” bilmek değildir. Buna karşılık, bir tehlike anında parlayıverdiği konumuyla, bir anıyı ele geçirmek demektir. Tarihsel maddecilik için önemli olan, geçmişe ilişkin bir görüntüyü, tehlike anında tarihsel özneye ansızın gözüktüğü biçimiyle korumaktır. Tehlike, hem geleneğin varlığına, hem de o geleneğin seslendiklerine yöneliktir.”

Kütüphaneler, tarihin tüm ağırlığını taşıyan, sessiz bir biçimde raflarında duran tozlu kitaplarıyla, belki de onları okuyanlar olmaksızın bile yaşayan, tarihe tanıklık eden mekanlardır. Benjamin’in tarihsel materyalist’inin yakaladığı verileri sistematik biçimde saklayan, muhafaza eden ve nesilden nesile taşıyarak geleneği koruyan tapınaklardır. Bu tapınaklar tarihsel olguyu tüm çıplaklığıyla değil, anlatıcının diliyle aktarır.

Diğer taraftan mekanın bir de kendine ait bir kabuğu vardır, bu; kuşkusuz mimariye işaret eder. Kültürü, coğrafyanın karakteristik özelliklerini ve tarihi içinde barındırır. Sütunları, kemerleri, kubbeleri, rafları, masaları ve oturma üniteleriyle tüm detayları insan için tasarlarlanmış gibi görünen bu ölü kabuk, toplumu hakikatin kendisinden korumak için tasarlanmış bir kurgudur. Tarihsel verinin gerçekliğini sadece kendi duvarları içinde yaşatır, manipüle eder ve gerekirse değiştirir.

 

Kütüphaneler tehlikeli mekanlardır.